Bloggerın sansürü ile uzun zamandır ertelediğim değişime direndiğim yeniliği bir günde yapıverdim. Artık kendi evimden yayındayım, beklerim.
http://www.tuttosuzeya.com/ veya buraya tıklayın.
26 Ekim 2008 Pazar
25 Ekim 2008 Cumartesi
Sansür
Ben kendimi iş hayatına vermişken buralarda neler olmuş neler. Dün türlü toplantıları atlatıp üzerine 3 saat trafik çekip eve geldim ki bütün ev halkı merakla beni arıyor sen ne yaptın diye.
Blogunda ne yazıyor falan dediklerinde ilk aklıma gelen birinin blogumu hackleyip hakkımda atıp tuttuğu oldu aslında. Sonra bilgisayarı açıp kararla karşılaştım.
Herkese tek tek bir ben değil servis sağlayıcısı açıklaması yaptım. Şimdi kara kara nereye taşınacağımı düşünüyorum. Aslında uzun zamandır bir toptan değişim vardı aklımda artık kiracılıktan çıkıp kendi evime taşınmak gibi belki onun zamanı gelmiştir.
Yada eski evim blogcum beni bekler. Bakalım ilerleyen günlerde göreceğiz kararımı.Sizi de çeşitli kanallardan haberdar ederim.
Bu arada alttaki yorumlara cevap yazmadım ama sevgili Selin Mambo butik Şaşkınbakkal Marks & Spencer'in sokağından içeri girince solda. Kazım Kulan çarşısının yan kısmında.
Blogunda ne yazıyor falan dediklerinde ilk aklıma gelen birinin blogumu hackleyip hakkımda atıp tuttuğu oldu aslında. Sonra bilgisayarı açıp kararla karşılaştım.
Herkese tek tek bir ben değil servis sağlayıcısı açıklaması yaptım. Şimdi kara kara nereye taşınacağımı düşünüyorum. Aslında uzun zamandır bir toptan değişim vardı aklımda artık kiracılıktan çıkıp kendi evime taşınmak gibi belki onun zamanı gelmiştir.
Yada eski evim blogcum beni bekler. Bakalım ilerleyen günlerde göreceğiz kararımı.Sizi de çeşitli kanallardan haberdar ederim.
Bu arada alttaki yorumlara cevap yazmadım ama sevgili Selin Mambo butik Şaşkınbakkal Marks & Spencer'in sokağından içeri girince solda. Kazım Kulan çarşısının yan kısmında.
20 Ekim 2008 Pazartesi
Kıyafet Krizi, mambo butik ve yoğunluk
Bu aralar sık sık toplantılar fuarlar olunca sürekli işe kot tshirt giden biri olarak ciddi kıyafet krizleri yaşadım. Eğer bankacı olsaydım kesin kıyafet yönetmeliğinden işten atılırdım bir haftada içim sıkılıverdi bile.Şöyle kotumu çekip işe gitmeyi özledim.
Kıyafet krizi olunca benim bir durağım Kazım Kulan Pasajının yan kapısındaki Mambo butiktir. Benim iş çıkış saatimde bile açık olan caddenin en harika butiğidir. Sahipleri çok şekerdir. Evde kendi gardrobundan giyip çıkartıp arkadaşına bu nasıl oldu ama karnım çıktı söylenmeleri rahatlığındadır oradan alışveriş yapmak. Farklı tarzlarda o kadar çok seçenek vardır ki benim hiç eli boş çıktığım görülmemiştir.
Bu hafta da hayatımı 2 elbise , bir pelerinli hırka ile kurtarmıştır.Pelerinli hırkayı merak edenler için bir resim koyarım ama bekleyemem diyenler Mambo'ya uğrayabilirler. Beni ismen tanımazlarsa siyah delisi kız olarak mutlaka bilirler. Herşeyin siyahını soran tek manyak sanırım benimdir.
Yoğunluk bu haftada artarak devam ediyor. İş yoğunluğundan usta yoğunluğuna endişe edemiyorum. Bir ara ev bitecek ve ben taşınacağım. Ayyy hayal gibi...
Kıyafet krizi olunca benim bir durağım Kazım Kulan Pasajının yan kapısındaki Mambo butiktir. Benim iş çıkış saatimde bile açık olan caddenin en harika butiğidir. Sahipleri çok şekerdir. Evde kendi gardrobundan giyip çıkartıp arkadaşına bu nasıl oldu ama karnım çıktı söylenmeleri rahatlığındadır oradan alışveriş yapmak. Farklı tarzlarda o kadar çok seçenek vardır ki benim hiç eli boş çıktığım görülmemiştir.
Bu hafta da hayatımı 2 elbise , bir pelerinli hırka ile kurtarmıştır.Pelerinli hırkayı merak edenler için bir resim koyarım ama bekleyemem diyenler Mambo'ya uğrayabilirler. Beni ismen tanımazlarsa siyah delisi kız olarak mutlaka bilirler. Herşeyin siyahını soran tek manyak sanırım benimdir.
Yoğunluk bu haftada artarak devam ediyor. İş yoğunluğundan usta yoğunluğuna endişe edemiyorum. Bir ara ev bitecek ve ben taşınacağım. Ayyy hayal gibi...
Etiketler:
kazım kulan,
mambo butik,
ne giysem
18 Ekim 2008 Cumartesi
Miss gibi Zerrin: HEP BİRLİKTE ESRA’CIĞIMIN ADINI YAŞATALIM ..
Sevgili Miss gibi Zerrin'in yazısını olduğu gibi yayınlamak istiyorum izni olursa. Esra'yı anmak için yaptıkları çok anlamlı. Herkesin yapacağı birşey mutlaka vardır. Biliyorsunuz bu bloglar ne mucizeler yarattı :)
Missgibi Zerrin'den
Esra‘cığımı kaybedeli 1 yıl oluyor. Zamanın hızlı geçtiğini , sevdiğimiz insanlarla ne kadar uzun zamandır ayrı olduğumuzu yıldönümleri bize acımasızca farkettiriyor.
Ben sevdiğim insanları kaybettiğimde sanki onlar hala yaşıyorlarmış gibi davranmayı tercih ediyorum. Sanki sadece uzak bir yere gitmişler gibi düşünüyorum. Aksi takdirde diğer hissiyatla başa çıkabilmek bana hep çok güç geliyor. Başa çıkamıyorum da. Biricik Ananeciğimi kaybettiğimizden beri hala vefatını kabullenebilmiş değilim.
Esranın kaybını da aynı şekilde karşıladım. Sanki Esra vefat etmemiş, blogunu kapatmış ve artık görüşemeyeceğimiz kadar uzaklaşmışız gibi düşündüm.
Hala her yazdığım yazıyı yayınlarken elim msn’a gidiyor ve "Esra, yazı yayınlıyorum bi incelesene nasıl olmuş" demek geçiyor aklımdan, ya da "şu fotolara göz at Esra içinden beğendiklerini seç" demek istiyorum. Ya da sms atıp "hadi gel oturup şu Kevgiri yoluna koyalım" demek istiyorum. Ama yapamıyorum. Ben bu bir yıllık yaşamımın blog tarafına yansıyan kısmını çok zor atlattım. Elbette tüm yaşamımı etkiledi. Ama bana en çok acı verdiği zamanlar bilgisayarın başında geçirdiğim zamanlardı. O da zaten günümün büyük bir kısmı oluyor.
Ben Esra gitti, öldü bitti diyemiyorum, demeyeceğim. Hiç bir zamanda ağzımdan çıkmayacak. Ama bu geçen bir yılı, Esra’mızı da bir şekilde analım istiyorum. Dostlarla görüştüm uzun uzadıya fikirler uçuştu ortalıkta bir sürü yapmak istediğimiz şey çıktı ortaya. Ama bir fikir var ki Ayça ile beni tam onikiden vurdu. Umarım sizlerde beğenirsiniz ve katkıda bulunursunuz.
Biz düşündük ki Esra öğretmendi. Öğrencilerine adadı kendini. Hatta sırf 10 Kasım törenini daha iyi hazırlamak için doktora bile geç gitti. O zaman dedik öğrencilerle ilgili birşeyler yapalım. Esranın kardeşi Deniz’le görüştük fikrimizi açtık. Bize çok yardımcı oldu. Denizin öğretmenlik yaptığı okulu kardeş okul seçtik. Devlet okulları malum. Hele hele köy okulları.Bu okula Esra’nın blogcu dostları olarak bir kütüphane yapalım dedik. Herkes evinde yıpranmamış, okunmuş olabilir, düzgün durumdaki çocuk kitaplarını veya yeni aldığı çocuk kitaplarını belirlediğimiz adrese göndersin. Biz o adreste bunları toplayalım. O tarihte gelmiş olan tüm kitapları kolileyip kardeş okulumuza gönderelim. Esra’cığımın adına o okulda bir kütüphane yapılsın. Hem Esra’yı yaşatsın. Esra’cığım bizi izliyorsa onu da mutlu etsin.
Eğer kampanyaya katılmak isterseniz istediğiniz sayıdaki kitabı (lütfen çok yıpranmış olmasın) hazırlayın. İlk ve orta öğretim öğrencilerine uygun hikaye kitapları, yardımcı kitaplar, yararlanabilecekleri ansiklopediler olabilir. Katılmak isteyenler bana lütfen zerrin@misssgibi.com adresine email atsınlar. Email atan arkadaşlara kitapları yollayacakları adresi yönlendireceğim. Eğer yurtdışında yaşıyorsanız ve kampanyaya katılmak istiyorsanız İdefix‘den veya diğer kitap alışverişi yapılabilecek sitelerden kitap alıp aynı şekilde bana emaille ulaşıp, adrese yönlendirebilirsiniz. Şimdiden göstereceğiniz ilgiye sonsuz teşekkürler. Katılım için son tarih Kasımın ilk haftası.
NOT: ARKADAŞLAR, DAHA FAZLA DOSTUN BU KAMPANYADAN HABERDAR OLMASI İÇİN SAYFALARINIZA ALTTAKİ veya YANDAKİ KODU EKLEYEBİLİRSİNİZ. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER. ( Bannerın hazırlanmasında önayak Gülriz’ciğime, vaktini ayırıp bannerı hazırlayan Burçin‘ciğime çok çok teşekkür ederim. iyi ki varsınız)
Missgibi Zerrin'den
Esra‘cığımı kaybedeli 1 yıl oluyor. Zamanın hızlı geçtiğini , sevdiğimiz insanlarla ne kadar uzun zamandır ayrı olduğumuzu yıldönümleri bize acımasızca farkettiriyor.
Ben sevdiğim insanları kaybettiğimde sanki onlar hala yaşıyorlarmış gibi davranmayı tercih ediyorum. Sanki sadece uzak bir yere gitmişler gibi düşünüyorum. Aksi takdirde diğer hissiyatla başa çıkabilmek bana hep çok güç geliyor. Başa çıkamıyorum da. Biricik Ananeciğimi kaybettiğimizden beri hala vefatını kabullenebilmiş değilim.
Esranın kaybını da aynı şekilde karşıladım. Sanki Esra vefat etmemiş, blogunu kapatmış ve artık görüşemeyeceğimiz kadar uzaklaşmışız gibi düşündüm.
Hala her yazdığım yazıyı yayınlarken elim msn’a gidiyor ve "Esra, yazı yayınlıyorum bi incelesene nasıl olmuş" demek geçiyor aklımdan, ya da "şu fotolara göz at Esra içinden beğendiklerini seç" demek istiyorum. Ya da sms atıp "hadi gel oturup şu Kevgiri yoluna koyalım" demek istiyorum. Ama yapamıyorum. Ben bu bir yıllık yaşamımın blog tarafına yansıyan kısmını çok zor atlattım. Elbette tüm yaşamımı etkiledi. Ama bana en çok acı verdiği zamanlar bilgisayarın başında geçirdiğim zamanlardı. O da zaten günümün büyük bir kısmı oluyor.
Ben Esra gitti, öldü bitti diyemiyorum, demeyeceğim. Hiç bir zamanda ağzımdan çıkmayacak. Ama bu geçen bir yılı, Esra’mızı da bir şekilde analım istiyorum. Dostlarla görüştüm uzun uzadıya fikirler uçuştu ortalıkta bir sürü yapmak istediğimiz şey çıktı ortaya. Ama bir fikir var ki Ayça ile beni tam onikiden vurdu. Umarım sizlerde beğenirsiniz ve katkıda bulunursunuz.
Biz düşündük ki Esra öğretmendi. Öğrencilerine adadı kendini. Hatta sırf 10 Kasım törenini daha iyi hazırlamak için doktora bile geç gitti. O zaman dedik öğrencilerle ilgili birşeyler yapalım. Esranın kardeşi Deniz’le görüştük fikrimizi açtık. Bize çok yardımcı oldu. Denizin öğretmenlik yaptığı okulu kardeş okul seçtik. Devlet okulları malum. Hele hele köy okulları.Bu okula Esra’nın blogcu dostları olarak bir kütüphane yapalım dedik. Herkes evinde yıpranmamış, okunmuş olabilir, düzgün durumdaki çocuk kitaplarını veya yeni aldığı çocuk kitaplarını belirlediğimiz adrese göndersin. Biz o adreste bunları toplayalım. O tarihte gelmiş olan tüm kitapları kolileyip kardeş okulumuza gönderelim. Esra’cığımın adına o okulda bir kütüphane yapılsın. Hem Esra’yı yaşatsın. Esra’cığım bizi izliyorsa onu da mutlu etsin.
Eğer kampanyaya katılmak isterseniz istediğiniz sayıdaki kitabı (lütfen çok yıpranmış olmasın) hazırlayın. İlk ve orta öğretim öğrencilerine uygun hikaye kitapları, yardımcı kitaplar, yararlanabilecekleri ansiklopediler olabilir. Katılmak isteyenler bana lütfen zerrin@misssgibi.com adresine email atsınlar. Email atan arkadaşlara kitapları yollayacakları adresi yönlendireceğim. Eğer yurtdışında yaşıyorsanız ve kampanyaya katılmak istiyorsanız İdefix‘den veya diğer kitap alışverişi yapılabilecek sitelerden kitap alıp aynı şekilde bana emaille ulaşıp, adrese yönlendirebilirsiniz. Şimdiden göstereceğiniz ilgiye sonsuz teşekkürler. Katılım için son tarih Kasımın ilk haftası.
NOT: ARKADAŞLAR, DAHA FAZLA DOSTUN BU KAMPANYADAN HABERDAR OLMASI İÇİN SAYFALARINIZA ALTTAKİ veya YANDAKİ KODU EKLEYEBİLİRSİNİZ. ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER. ( Bannerın hazırlanmasında önayak Gülriz’ciğime, vaktini ayırıp bannerı hazırlayan Burçin‘ciğime çok çok teşekkür ederim. iyi ki varsınız)
16 Ekim 2008 Perşembe
durum budur
Bu hafta öyle yoğun geçiyor ki daha da yoğunlaşacak. Günü birlikte olsa İzmir'de Reyhan'da kahvaltı keyfi yaptım. Şöyle bir kordon havası aldım. Dönüş uçağında bugüne kadar rastladığım en geveze pilota rastladım. Tur reberi edasıyla bütün uçuş sağınızda adalar altımızda Silivri gibi açıklamalar ve rüzgar yönlerini anlattı durdu. Uçakta herkesin yüzünde bir gülümseme bıraktı :)
Bursa turuda bugün tamamlandı. Bursa'da aynı isimden 2 otel olduğu için sabah bir telaş Bursa sokaklarında yasak U dönüşler yapıldı. Neyseki heryere zamanında ulaşıldı.
Pencereci 14. katın pencerelerini çıkartıp yenilerini takana kadar 2 gün ara verdi. O arada yağmur yağdı. Benim oynatmama az kaldı.Vedat bütün pencere önünü naylonla kapladı. Deli yağmur yağmazsa bu sorunda halledildi.
Kırmızı mutfak hala ambalajında camsız bir salonda duruyor.Ben uykumdan saat başı uyanıp yağmur kontrolü yapıyorum. Zaten günübirlik yollardan uykusuzluk tavan yaptı.
Herşeye rağmen keyfim yerinde...
Yorumlara bir ara cevap vereceğim ve herkesi okuyacağım. Özledim valla :):)
Bursa turuda bugün tamamlandı. Bursa'da aynı isimden 2 otel olduğu için sabah bir telaş Bursa sokaklarında yasak U dönüşler yapıldı. Neyseki heryere zamanında ulaşıldı.
Pencereci 14. katın pencerelerini çıkartıp yenilerini takana kadar 2 gün ara verdi. O arada yağmur yağdı. Benim oynatmama az kaldı.Vedat bütün pencere önünü naylonla kapladı. Deli yağmur yağmazsa bu sorunda halledildi.
Kırmızı mutfak hala ambalajında camsız bir salonda duruyor.Ben uykumdan saat başı uyanıp yağmur kontrolü yapıyorum. Zaten günübirlik yollardan uykusuzluk tavan yaptı.
Herşeye rağmen keyfim yerinde...
Yorumlara bir ara cevap vereceğim ve herkesi okuyacağım. Özledim valla :):)
12 Ekim 2008 Pazar
Haftalık Planlar
Bu hafta bol koş koşlu bir hafta olacak içine neler sığacak neler:
Öncelikle yarın hastane günleri bitecek ve ev günleri başlayacak. Mutluyuz...
Evin pencereleri takılacak ve yerler monte edilecek ve en sonunda salonun ortasında durup bekleyen kırmızı mutfak montaj edilecek. Ehh sonunda...Vedat'a kırmızı mutfak günlerinde yapacağım yemekleri sıraladım geçen gün inanmaz gözlerle baktı. Ben bile kendime inanamadım ama heves ve umut var.
Hafta içi günü birlik İzmir ve ardından Bursa seferlerim var iş için.
Eğer bilet bulunduysa bir akşama Mamma Mia seyredilecek.
Kolilenme işlemleri başlayacak. Taşınma planları yapılacak.
Evye davlumbaz seçilecek. İkisini aynı cümlede kullanmak bile başarı :):):)
Spora yine yeniden başlanacak. Power plate'e günde 1 saat yürüyüş eklenecek.
Roma tatilinin estirdiği kavak yellerinden kurtulup beynen işe dönüş yapılacak.
Cafe Fernando da okunan Granola yapılack dolaba atılacak sabah kahvaltılarında yenecek.
Bu bir hafta hepsine yetecek mi???
Öncelikle yarın hastane günleri bitecek ve ev günleri başlayacak. Mutluyuz...
Evin pencereleri takılacak ve yerler monte edilecek ve en sonunda salonun ortasında durup bekleyen kırmızı mutfak montaj edilecek. Ehh sonunda...Vedat'a kırmızı mutfak günlerinde yapacağım yemekleri sıraladım geçen gün inanmaz gözlerle baktı. Ben bile kendime inanamadım ama heves ve umut var.
Hafta içi günü birlik İzmir ve ardından Bursa seferlerim var iş için.
Eğer bilet bulunduysa bir akşama Mamma Mia seyredilecek.
Kolilenme işlemleri başlayacak. Taşınma planları yapılacak.
Evye davlumbaz seçilecek. İkisini aynı cümlede kullanmak bile başarı :):):)
Spora yine yeniden başlanacak. Power plate'e günde 1 saat yürüyüş eklenecek.
Roma tatilinin estirdiği kavak yellerinden kurtulup beynen işe dönüş yapılacak.
Cafe Fernando da okunan Granola yapılack dolaba atılacak sabah kahvaltılarında yenecek.
Bu bir hafta hepsine yetecek mi???
10 Ekim 2008 Cuma
İyi ki Doğdun Metehan !!
resim 11 Ekim 2007
Metehan 13 olmuş. İnanamadım 2 sene sonra liseli olacak bu velet. İnanılmaz. Sorumluluk olmadan sevildiği için istediğin kadar şımartıp sonra kapıyı çekip gidebildiğin için hala yiğen ilişkisi mutluluk doludur.
Metehan'ın büyümesi evde maç sesinin 2 'ye katlanması demektir, Vedat'ın ölçüsünü tutturamadığın kıyafetleri geri vermemek demektir, hiç durmadan konuşan birinin varlığına alışıp her lafa sus kuşum diye başlamak demektir. (Valla küçüklükten beri yapıyorum psikolojisi etkilenmedi kızmayın bana)Harika Kentucy partileri demektir.
Evdemisin hala telefonunun ardından merdivenlerden yuvarlanan kar topunun kapınızda soluğu alması demektir. Eve bol bol abur cubur depolamak demektir. Çılgın hala görevini her yerde yerine getirmek demektir. Nezih Kitap evini eve taşımak demektir.
Harika bir arkadaş edinmek demektir.
İyi ki doğdun kuşum !! Nice mutlu yıllara !! Akşam ki partide görüşmek üzereee...
Durum:
Ev iş hastane hattında bir hafta geçirdim. Dolmuşların köprünün trafiğine rağmen akabilecek bir yol bulduklarını keşfettim. Nişantaşına yıllardır gitmediğimi. Amerikan hastenesinin labirente döndüğünü de keşfettim.
kısa kısa oluyor yazılar bu ara.Vakit yok bir de yazasım yok. Gazetelerde olan bitenler beni delirtiyor. Karamsarım sanırım yakında renklenirim...
kısa kısa oluyor yazılar bu ara.Vakit yok bir de yazasım yok. Gazetelerde olan bitenler beni delirtiyor. Karamsarım sanırım yakında renklenirim...
6 Ekim 2008 Pazartesi
Refakat
Şebnem abla'nın ameliyatı bayram ertesine ertelenmişti. Şimdi hastendede refakatçiyim. Başarılı bir ameliyat ağrısız bir hasta keyifli bir refakatçi daha iyisi var mı?
Kısa yazılar yazıyorum ama hayat tatilden ve hastaneden normale dönsün daha çok yazacağım...
Kısa yazılar yazıyorum ama hayat tatilden ve hastaneden normale dönsün daha çok yazacağım...
3 Ekim 2008 Cuma
Döndüm ama aklım orada...
Siz döndük sanıyorsunuz ama biz kırmızı vespamızı meydana bakan teraslı evin önüne park ettik akşama kalabalık bir cena için pazardan alışveriş yapmaya gittik.Sonra meydandaki kafede bir Cappucino içip güneşin keyfini çıkartacağız.
Hayali bile güzel...
Hayali bile güzel...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)