
Roma'ya bahar gelmişti. Hemde en yağmurlusundan. Tüm sokaklar yasemin kokuyordu.Balkonlar ve çatı katlarından sarkan çiçekler coşmuştu. Romaya yağmur pek yakışmasada bizim keyfimizi hiç bozmadı. 5 gün boyunca her attığımız adımda iyi ki gelmişiz dedik. aslında öyle çok adım attık ki ayaklarım anca kendine geldi. İşte merakla beklenen Roma 2008 anıları...
Sabah 6 uçağı bizi zamanında Romaya indirince ve bindiğimiz taksi bizi otelimize uçurunca sabah saat daha 9 olmadan kendimizi Roma sokaklarına vurduk.
İlk gün Aşk Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri Pantheon, Novana Meydanı ve Campo di Fiori gezdik. Sabahın erken saatleri çektiğimiz resimlerde tursitlerin arasında bir baş çıkartarak değil sadece kendimiz olarak yer aldık. Öğlene doğru yollar dolmaya başladı. Eline harita ve fotoğraf makinesini alan dışarı fırlamıştı. Hafta sonu tatilinde olan İtalyanlar ancak öğleden sonra vespalarının üzerinde kendilerini gösterdiler. Güneş sadece ilk gün bütün gün parladı.
Pazar sabahı erkenden kendimizi yine yollara vurduk. Bu sefer otobüsle kendimizi Trastevere bölgesine yani tiber nehrinin diğer tarafına attık. bu bölge gençlerin yeni bölgesi.Kafeler, restoranlarla dolu bir bölge. Roma'nın ünlü porta portese pazarı burada kuruluyor. Ben neredeyse 1 yıl önce pazardan ne çok şey almıştım bu sefer şöyle bir bakmakla yetindik. Ya benim zevkim değişmiş yada pazar değişmiş. Aldığım tek şey patatesleri şekilli kesmeye yarayan bir alet oldu.Sanırım yakında bizim pazarlarda da yerini alır. Evde denedim yapılıyormuş.
Daha sonra Trastevereden Collesium'a yürüdük. Burayı yürüme mesafesi sanmayın bayağı bir yol aslında. Collesium'un içini gezdik. Renoir sergisini gezip yine yürüyerek otele döndük. Tüm gün bir yağmur bir güneş vardı.
Pazartesi sabahı erkenden trenle benim Floransama doğru yola çıktık. bundan tam 8 yıl önce Denizle Ebru bir 19 Mayıs tatilinde Floransaya beni görmeye gelmişlerdi. Floransada önce enel bir şehir tutu yapıp Denizi baydım. Ben burada şunu yaptım, burada da bunu yaptım şeklinde. Deniz Floransayı pek göremedi sanırım benim anılarımdan. tai ki ilk durak tiramisulu dondurmaydı. Biz yemek yerken başlayan yağmur dışarı çıktığımızda hız kesti bizi biraz ıslatıp kesildi. Floransa da hep yürüyerek Pont Vecchio'yu, Duomo'yu ve mavi bebekli meydan st Annunziatayı gezdik. Benim sokağımdan geçtik. Gece yarısı trene binip Romaya döndük ki Romayı sel almış. Neyseki pek ıslanmadan kendimizi otele attık.
O gece başlayan yağmur biz dönene kadar hiç kesilmedi. Sadece ara sıra şöyle bir durdu. Biz iki inatçı keçi son güne kadar şemsiye almayıp şallarımıza sarındık. yağmur altında sucuk olmuşken karşımıza çıkan şemsiyecilere çemkirdik. son gün artık dayanamayıp bir şemsiye alıverdik.
Yağmur altında Vatikan'ı gezip yine yürüyerek Roma merkeze döndük böylece hayatımda ilk defa bir ülkeden diğerine yürümüş oldum. Vatikan Roma'nın içinde bağımsız bir ülke. Biraz alışveriş biraz dolaşıp Roma'da yağmur altında ayak basılmamış bir kaldırım bırakmadık.
Gece otele dönerken sağnak yağmura aldırmadan İspanyol merdivenlerine gittik bizim gibi bir kaç yağmursever vardı. Roma yağmur altında ayrı bir güzeldi.
Son gün yağmurun altında saatlerce yürüdük öğlen dayanamayıp bir şemsiye aldık. İkimizde inatçılığımıza kızdık. Roma'ya yağmur altında veda ettik. Girdiğimiz tüm Hello kitty dükkanlarına bir daha girdik. aklım hello kittyli motor kaskında kaldı ama pek şeker kız olacağımdan almadım. Şimdi keşke alsaydım diyorum. Roma alışveriş bakımından bu sefer pek bir zayıf geldi. Büyük markaların dükkanları hariç alınmaya değer hiç birşey yoktu. Aslında İstanbul öyle gelişti ki alışveriş olayında artık herşey olduğundan alışverişlerde bir azalma luyor haliyle.
Denizle Roma sloganımız günde 500 kere iyi ki geldik ne güzel bir 1000 kere de İtalyanlar Avrupa birliğini hakketmiyor biz daha çok hak ediyoruzdu. Gerçekten İtalyanların hizmet sektörü çok kötü. Dükkanlar ve garsonlar hepsi böyle. Adamlar iş odaklı değiller,keyif odaklılar.
Onlar için iyi bir şey. Öğlen dükkanlar kapanıyor 2 saat kadar. Tam kapatırken dükkanı alacağım desen dışarı kovuluyorsun. Bazı yerlerde garsonlar dövecek gibiydi. Bir çok yere bu yüzden girmedik. Ama harika servis yapan,güler yüzlü insanlarda yok değildi.
Yeme içme önerilerim az sonra gelecek.
Yüzümüzden yağmur suyu akarken, bu gibi ıslanmışken bile hiç sorun etmeyip hadi şurayıda gezelim demek kolaydır ama insanın yanına aynı böyle bir arkadaş bulması cidden bir şanstır.
Denizle (ve Melisle bu sefer yoktu ama hep aklımızdaydı) gezerken şuraya da gitsek diye düşünürken birinden bu öneri geliverir bile. Dükkanları gezme hızımız bile aynıdır. Bu yüzden daha önce de yazdığım gibi bir şehir en iyi Denizle ve de Melis'le gezilir. Melis bu sefer yanımızda olmasa bile meşhur restoran gezilecek görülecek yerler hazırlıklarını yapmıştı yine bize. Onun sayesinde harika yerlerde yemek yedik, harika yerler gördük ama göremediklerimiz de vardı :):)
Mayıs 2008 Roma önerileri
Cafe Della Pace
Via della Pace no: 3-7
sarmaşıların altında İtalyanların sabah kahvelerini içtikleri bir kafe. Oturup gelen geçeni izlemek için ideal.
Cafe Greco
Via Condotti
Roma2nın en eski kafesi. Kadife duvarlar ve papyonlu garsonlar. Un Cappicino per favore demek için harika bir mekan.
Ristorente 34
Via Mario de Fiori no 34
Bir Roma klasiği.Via Condotti'yi kesen ilk paralel sokakta oldukça meşhur bir restoran. Mutlaka rezervasyon gerekli. Yemekleri oldukça iyi.
Ristorante 3 Scalini
Via dei S S Quatro 33 Collesium.
Collesium turist kalabalığının uzağında lokal bir restoran. Yemekler oldukça güzel.
Gusto
Roma'nın en yeni ve en trendy restoranı. Pizza, makarna, osteria ve cafe olarak 4 ayrı restoran bir meydanda toplanmış. Hem tursitlerin hem de İtalyanların tercihi.
Piazza Augusto İmperature
Alfredo :(:(:(
Alfredo Fettuciniyi keşfeden ahçının resotanı diye gittik ama tam bir hayal kırıklığı. Fazla tursitik. Garson çok bir iş yaparmış gibi karıştırdığı makarnayı 2 tabağa ayırdı ve ayırırken kenarları makarna sosu olmuş tabağı önüme koydu. anlamsız pahalıydı. ismine kanıp gidilmemeli
Di Fronte A....
Via della croce 38
Yağmurdan kaçıp oturduğumuz bu restoranda saatlerce oturduk. Yemekleri çok güzel ama özellikle tatlıyla ikram ettikleri şarap.tatlı şarap sevmeyen beni bile büyüledi.
Salsamentaria Croce
Via della Croce 78
Bir okul kantinini andırıyor.İçinde küçük bir market de var. Sandviçler çok güzel.Sabah kahvaltısı veya hafifi bir öğle yemeği için ideal.
Chocolat
Via della dogana vecchia
İsmindende anlaşılacağı gibi bir çikolatacı. Çikolata filmindeki dükkan gibi. Dondurması ve sunuşu mükemmel. Portakallı çikolatalı ve nutellalı dondurma üzerinde çikolata, şekerleme ve kurabiye parçaları ile süslenmiş. Kaçırılmaması gereken bir yer.
Geçen sene Zeya yine Romadaymış.
Floransada da
Floransa da yapılacak 15 şey